Konu
Ali, henüz küçücük bir çocukken annesinin ölümüne şahit olur. Kimsesiz kalan bu çocuğa gemilerde aşçılık yapan Rauf bakmaya başlar. Ali’yi kendi evladı yerine koyan Rauf, yaşadığı travmayı unutturabilmek ve güçlü bir birey haline gelmesini sağlamak için yıllarca canını dişine takar. Ali için de Rauf artık hem baba hem anne olmuştur. Öyle ki, küçük yaşlardan itibaren ona “anne” şeklinde hitap eder.
Ali, Rauf ile birlikte gemilerde çalışmaktan gocunmaz ve bu yaşantıya uyum sağlar. Zaman geçtikçe tıpkı Rauf’un arzu ettiği gibi ayakları üstüne sağlam şekilde basan bir yetişkin haline gelir. Tüm bu süreçte beş farklı dil öğrenir ve dövüş sporları konusunda kendini yetiştirir.
Onun tek bir kırmızı çizgisi vardır: İstanbul. Her şehrin bir kokusu olduğuna inanan Ali için İstanbul, yalnızca kan kokmaktadır. Ona yaşadığı tüm travmaları yeniden hatırlatacak olan bu yere bir daha asla gitmemeye andiçmiştir fakat yirmi sekiz yaşına geldiğinde hiç beklenmeyen olaylar silsilesi meydana gelir ve Ali ne kadar karşı koyarsa koysun, İstanbul arkasından gelir.
Bir armatörün kızı olan Derin ise nişanlısı Yiğit’le evlenmenin kıyısına gelmiştir. Zaman daraldıkça evlilik konusundaki kararsızlığı su yüzüne çıkmaya başlar. Ailesi ve çevresi, bir yıldır tanıdığı Yiğit’le evlenmesi konusunda oldukça isteklidir fakat Derin, boynundaki bu tasmadan kurtulmanın yollarını aramaktadır.
Tüm bu karmaşa arasında Derin ile Ali’nin yolları kesişir. Derin sayesinde Ali’nin nefret ettiği şehir birdenbire eğlenceli bir lunaparka dönüşmeye başlar. Yine de her zaman mücadele edeni daha çok seven hayatın, hem Derin hem de Ali için çeşitli sürprizleri olacaktır.